-"genç olduğunu biliyordum ama biraz daha şey birini bekliyordum...Bilirsin işte. "
-"bu sözü daha önce de duymuştum. Benden daha fazla birini bekliyordunuz."
BRISINGR! Evet yıllar önce bu sözler büyük yankı uyandırmıştı 2003 yılında oldukça normal bir kalemin mürekkebinden yazılan bu sihirli satırlar beni büyük bir Christopher Paolini okuyucusu haline getirmişti. Benim bu satırlarla tanışmam kitabın basımından 6 yıl kadar sonra da olsa Miras Döngüsünün diğer kitapları ve daha sonra kitabın beyaz perdeye aktarılmasına yetişmem için neyse ki hiç geç değildi.
" bazı dostların yerleri doldurulamaz, şükür ki bazen buna gerekte kalmaz."
Eragon bir nevi gerçek anlamda benim çocukluk aşkım olmuştu diyebilirim. Kitabı sadece ilk elime aldığımda safir ejderhanın derin bakışları dışında en çok kitabı okumamı sağlayan şey yazarın biyografisi olmuştu.
Christopher Paolini, Eragon' u 15 yaşında liseden mezun olduğunda üniversiteye gitmek için hazır hissetmediğinde evde otururken yazmaya başlamış. Evet 15 yaşında! Bu kitabı okuduğumda 12 yaşında küçük bir kızdım ve yazarımın da benimde aynı yaşlarda kaleme aldığı bir eser oldukça fazla ilgimi çekmişti.
"korku olmazsa cesarette olmaz. bir lideri yüreği için seçersin. büyü ejderhadan gelir, onu yöneten süvarinin içinden akar. "
Kitap benim için 700 değil sanki 7 sayfalık bir masal gibiydi ve o gece kitabımı alır almaz okumaya başladım, sabahın ilk ışıklarıyla birlikte kitabın son sayfasını çevirirken gözümden düşen damlalar son sayfayı çoktan ıslatmıştı bile!
"Bir parçası cesur üç parçası aptal."
Eragon gerçekten muhteşem bir kitap, ilk yıllarında Harry Potter'a rakip gösteriliyordu fakat itiraf etmeliyim ki kesinlikle çekilen filmiyle her şeyi batırdılar. Bu kadar güzel bir kitabın o kadar özensiz bir filmi nasıl olur hala anlamış değilim.
Kitabın ilk sayfasında hikayenin geçtiği medeniyetin bir haritası ve kitabın sonunda ise, Antik Dil, Cüce Dili, Urgal Dili sözlüğü bulunuyor.
Kitabın arka kapak tanıtım yazısı;
" yoksul bir çiftçinin yeğeni olan Eragon, ormanda parlak bir tas bulur. o an bulduğu taş yüzünden adeta başına talih kuşu konduğuna inanır; çünkü bu sayede ailesinin bir çok ihtiyacını karşılayabilecektir. ama taş çatlayıp içinden bir ejderha yavrusu çıkınca insanlık tarihinden de eski bir mirasla karşı karşıya kaldığını anlar.
Bir gece içinde sıradan yaşamı altüst olan Eragon; kader, büyü ve benzeri görünmez güçlerin egemen olduğu bir dünyanın içine düşer. Artık kendisini bilinmezlerle dolu günler beklemektedir.
Eragon eski bir kılıç ve öyküler anlatan bir halk bilgesinin rehberliğinde, uçmayı öğrenen ejderhasıyla birlikte tehlikeli topraklardan geçip imparatorluğu gaddarca yöneten kralla savaşacaktır.
Beklemediği bir anda sıradan hayatı ansızın değişen Eragon, artık imparatorluğun kaderini değiştirecek güce sahiptir. Ama her şeye rağmen efsanevi Ejderha Süvarileri nin pelerinini giymeye hak kazanacak mıdır
Nefes kesen bir macera ve bilinmezlerle dolu yaşam. İşte Eragon karşınızda! "
Yazarın bu kitabı 121 hafta en çok satanlar listesinde kalmış, elbette her kitaba gelebilecek kötü yorumlar gibi eleştirilerle de karşı karşıya kalmış. Yetersiz, başarısız bulan editörlerle karşılaşmış. Bence büyük bir haksızlık Eragon yıllardır benim en değerli kitaplarımın arasında rafta yerini korumaya devam ediyor!
Kitap puanım: 5/5
DEVEAM EDECEK...